ANNEME MEKTUP Anne bugün yapayalnızım bir uzak diyarda İstesen de ulaşamazsın bana Kalkıp gelmek istesen bir günlük yol Başım çok yaman anne desem sana Omzuna koymak istesen taşıyamadığım başımı Ulaşamam anne Burası çok soğuk anne Akşam birden kış oluyor her taraf Çıplak kaldım zannediyorum Ayaklarım üşüyor, ellerim titriyor Burnumun ucunun buz kestiğini zannediyorum Uzansam şöyle …
ELMA AĞACI Toprağın üzerine yorgun vücutları bırakırken, palamut ağacının gölgesinde etraftaki çam ağaçlarının hışırtısı yalıyordu yüzleri. Güneşin altında yanmış yüzler gölgede daha da üşüyordu ama sanki vücudun içinde yanan lavlar vardı. Biraz gölgede oturmak soğutur anca bu ateşi. Tenlerdeki serinlik yavaş yavaş içeri doğru süzülür, hamur gibi yumuşayan kaslar ve yorgun iskelet canlanmaya başlar. …
BUĞDAY BAŞAĞINDA ŞELALE / ORAK VE KALEM Kaç günün yorgunluğu omuzlarından kollarına doğru iniyordu. Arkada yukarı kadar çıkan desteler, aşağıda yayla gibi genişleyen biçilmemiş buğday tarlası. Palamut ağacının koyu gölgesinde, bir yanda gözünde büyüyen koskoca tarla, diğer yanda ağustos böceğinin şarkısına eşlik eden temmuz sıcağının dayanılmaz cızırtısı. Arada yaprakların hışırtılarıyla boynuna vuran serinlik, küçük bir …